ÜSTAD'IN DUASI
«Bizi affet!..
Biz, Sevgilinin nuruna lâyik olmaktan düstügümüz için bu hâle geldik.
O'na lâyik olabilmek kimsenin haddi degil... Fakat lâyik olunamayacagini bilmenin liyâkati herkesin vazifesi...Iste bu
son incelige lâyik olamadigimiz için bu hâle geldik.
O nur öyle bir nur ki, ona lâyik olmakta, topyekûn zaman ve mekâna, bu dünyaya ve ötelere mâlik olmak var... Bu liyâkatten
düsmekte de, her türlü mahrumluk ve mahkûmluk...
Her türlü mahrum ve mahkûm olduk.
Bizi affet!..
O Nur'un vecd ve aski üzerimizdeyken, denizlere, yelkenleri ipekten ve çipalari altindan kalyonlar indirdik; karalara
da, yolunu virâneye çevirmek yerine mamureye döndüren ordular saldik. Padisahlara «ayaga kalk, kanun huzurundasin» diye ihtar
eden hâkimler yetistirdik. Müsbet bilgiler, madenî âletler, kesifler ve buluslar, hep o Nur'un kendi fert ve cemiyet aynalarimizda
tecellisinden... O Nuru körlestirince de Sarkin son 5 asirlik macerasi içinde bir zamanlar yaban domuzu hayati süren Garplinin
sürü hayvani olduk.
Son 150 yil içinde bizi bu hâlden kurtarmak isteyen hiçbir davranis sifa getiremedi. Zira o Nur'a yeniden liyâkat ve bu
liyâkati yeni zaman ve mekâna tatbik etmek suurlastirilamadi. Ters yollara sapildi. Bu, ilerinin ilerisi suurun sahiplerine
«mürteci» dediler; ve onlari, asil din gözünde suçlu, o Nur'a liyâkati sifira indirici, vecd ve ask mahrumu, din ve hikmet
cahili kara yobazdan ayiramadilar.
Onlari, bize böyle muamele ettikleri için degil bizi, bu muamelenin altindan kalkamadigimiz için affet!..
Yildizlarin, içinde birer cam zerresi gibi küçük kaldigi, piril piril kaynastigi sonsuz rahmet denizinin sahibi, sen bizi
affet!..
Bizi, boynumuza taktiklari asirlik idam ipini kravat diye tasidigimiz için affet!.. Tek kelimeyle, «Müslüman» yaftasi
altinda Müslüman olamadigimiz için affet!..
Ve, bize; kendi öz yurdunda asirlardir lütfen iskâna tâbi muhacirlere benzeyen gerçek Müslümanlara, o Nur'a liyâkatin
en ileri derecesine bahset; ve ebediyet bestesinden sarkimizi âhenk helezonlariyle gönüllere nakset!..
Duamiza öyle bir tesir ver ki, kezzabin mermeri yedigi gibi nefesimizin bütün oyuncak mabutlari yakip erittigini, senin
mücerret ve münezzeh birligin etrafinda hiçbir inanis pürüzü birakmadigini görelim; ve sun'i teneffüsle açilan bir baygin
seklinde bu milletin yavas yavas dogrulduguna sahit olalim!..
150, derken 50 yildir ruhumuzu ve maddemizi helâk edici her ne yapilmissa bütün bunlarin karsisinda salhane koyunu gibi
seyirci kaldigimiz ve hâlâ böyle kalmakta devam ettigimiz için bizi affet ve sen imdat et!..»
|
|