Necip Fazil KISAKUREK

Zindandaki yillar

Anasayfa
Hayati
Siirleri
Eserleri
Genclige Hitabe
Ustad'in duasi
Ustad'la yapilan roportaj
Vasiyeti
A.hakim Arvasi
Basinda Necip Fazil
Resimleri
Zindandaki yillar
Yorumunuz

hapis.jpg

         - H a p i s h a n e ..G ü n l e r i -
 
Mehmed'im sevinin başlar yüksekte;
Ölsek de sevinin, eve dönsek de.
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte...

Yarın elbet bizim, elbet bizimdir.
Gün doğmuş, gün batmış ebed bizimdir.

http://www.necipfazil.com/mahkumiyetler.htm

Şubat 1950'de Cemiyetin bir numaralı şubesi "Kayseri Büyük Doğu Cemiyeti" açılır açılmaz Halk Partisinin duyduğu dehşet son haddine vardı. Açılışı yaptıktan sonra İstanbul'a dönüşünde bir yazı bahanesiyle tutuklandı, Türklüğe Hakaret Davasında verilmiş beraat kararı Temyize "tekrar ve topyekün" bozdurulur bozdurulmaz da (21 Nisan) hapse atıldı.

6 Haziran günü geceyarısı evinden alındı. 4.5 ay müddetle Balmumcu garnizonunda "gerekçesiz" tutulduktan ve yüzbaşılara varıncaya dek en ağır hakaretlere maruz bırakıldıktan sonra, Genel Affa rağmen, 5816 sayılı kanun sadece kendisi aleyhinde istisna tutulduğu için, "toplu tahliye" sebebiyle bayram yerine dönmüş Garnizon kapısına yanaşan; kaatilleri, ırz düşmanlarını taşımaya mahsus camsız, kırmızı renkte bir cezaevi arabasıyla Toptaşı Hapishanesine nakledildi. (15.10.1960) Ve 1.5 yıl içerde kaldı

18 Aralık 1961'de tahliye edildikten sonra önünde iki yol açıldığını gördü; Ya her şeyden büsbütün el etek çekmek, yahut her şeye topyekün el uzatmak... Tercihi, demir hapishane kapılarından daha önce de salıverildiği günlerden farklı değildi.

"Bir mısraı bir millete şeref vermeye yeter!.. Bu söz benim iman tarafım belli değilken, o hengâmede, bugünkü düşman cephesinin en kodaman kalemlerinden biri tarafından hakkımda kondurulmuş teşhistir. Yarabbi; nezdinde, kendimi, en aşağı müminlik mertebesinin ancak ayak tozlarını silmeye memur bir dereceye bile layık görmeyerek böyle bir iddiadan kemiklerim ürpererek kaydediyorum: Sadece senin dininden, hak olan yolundan, tek olan kapından nefret ettikleri için, nefret edilmek bana ne muazzam payedir! Bu payeyi bana sen, hayatım ve bütün insanların hayatı gibi, meccânen, yoktan, tek liyakat ve istihkâkım olmadan verdin; ve benim ağzımla değil, düşmanlarımın lisaniyle izhar ettin. Artık ben nasıl susabilirim?"

Yani, yine ikinci yolu seçti. Kendini bulur gibi olunca Yeni İstiklal, bir müddet sonra da Çetin Emeç'in sahibi bulunduğu Son Posta gazetesinde başmakalelerine ve günlük fıkralarına başladı.